MTMD Dergi | Sayı: 3 | Temmuz-Ağustos-Eylül'2018
ülkeye yatırım yapma konusunda tedirgin edici olmasıdır. Son yaşanan döviz krizi dış mihrakların işi deniyor, doğrudur. Ama dış mihraklar her zaman vardı ve var olacaktır ama etkileri tamamıyla bizim güçlü olmamız ile ilgilidir. Biz güçlü olursak dış mihrakların etkisi de o derece zayıflar, etkisiz hale gelir. En çok tepki duyulan ülke bence ABD, neden zayıflatılamıyor öyleyse? 18 Trilyon $ Bütçesi var. Bizim milli bütçemiz ise 700 Milyar $. Nasıl güçlenebiliriz? Kurumların bağımsızlığı, şeffaflık, özgürlükçü anayasa, güçlü bir eğitim sistemi, bağımsız yargı, yasalarda eşitlik ilkesi, üretim yatırımları, üretim-ihracat/ ithalat dengesinin sağlanması gibi yapısal reformlar gerekiyor. Olur mu dersiniz? Elbette bu zor koşullar altında dahi “birinci vazifemiz” firmalarımızı var gücümüzle savaşarak korumaktır. Hepimiz de istisnasız bunun uğraşısı içindeyiz ve tüm bu olumsuzluklara rağmen sürdürülebilir olması için müthiş bir çaba harcıyoruz. Çünkü kapitalizm tarafından kurgulanmış dünyamızda birbirimizle de amansız bir rekabet içindeyiz. Ne yapacağız? Bizler genelde kırsal kesimlerden gelip önceliği büyük şehirde tutunabilmek olan ve gerek okul döneminde ve gerekse de yaşamda başarılı sayılabilecek sorumluluk sahibi cesur ve genelde de sade yaşayan insanlar olarak tanınırız. Ne yaptıysak kendimiz yaptık. Zorluklar her zamankinden daha fazla üstümüze geldiği bu günlerinde yapacağımız en doğru şey öncelikle kendi ruh sağlığımızı korumaktır. Bazen beklenmedik bir travma sonrasında (hiç beklenmedik bir anda sevdiğimiz bir yakınımızın ani ölümü gibi) bazen de günümüzde olduğu gibi tüm olumsuzluklar yanında, her 10 yılda bir tekrarlanan ülke genel krizlerine ve zor rekabetçi koşullara da göğüs germekten yorgun düştüğümüzde, aklımıza hep gelen “güneyde bir sahil kasabasına kaçış” düşünceleri aklımızı çeler ya, işte bu günlerde tam da o durumdayız. Keşke modern dünyanın dayattıkları ile aynılaşmış durumda, oradan oraya koşuşturmayı bırakıp kendi iç sesimize kulak vererek tutkularımızın peşinden gidebilsek. Ama mühendisiz, rasyonel düşünceyi terk edemeyiz. Terentius’a hak verdiğimiz noktadayız: “Bütün umudum kendimde”… Son yaşanan döviz krizi dış mihrakların işi deniyor, doğrudur. Ama dış mihraklar her zaman vardı ve var olacaktır ama etkileri tamamıyla bizim güçlü olmamız ile ilgilidir.“ “ 18 E-DERGİ • SAYI 3 röportaj
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy OTEzMQ==