MTMD Dergi | Sayı: 3 | Temmuz-Ağustos-Eylül'2018
lke ekonomisini ve sektöre yansımalarını değerlendi- rirken ekonomiyi etkileyen unsurları dikkate almamız gerektiğini düşünüyorum. Ülkeyi yö- netenlerin siyasi anlayışı, izlediği iç- dış politikaları, evrensel hukuka bağ- lılığı, demokrasi anlayışı, eğitim ve eğitim politikaları sanayileşme politi- kaları, Ar-Ge’ye GSMH’dan ayrılan pay gibi unsurlar ülke ekonomisini doğru- dan etkilemektedir. Ekonomik faali- yetler içinde bulunan tüm sektörlerin, durumunu değerlendirirken uygula- nan politikaları çok yakından takip ederek yaşamını sürdürebilmek için durum değerlendirmesi yapıp sektö- rel bazda yeni stratejiler belirlemesi gerekli ve zorunludur. Günümüzde ülkelerin gelişmişliği de- mokrasi, hukuk, eğitim politikalarına, Ar-Ge, inovasyonel teknolojiye ya- tırım seviyesine; sahip olduğu bilgi teknolojileri birikimine ve bu biriki- min üretim yatırımlarına yansıyarak dünya pazarlarında rekabet gücü ve edindiği pazar paylarına bakılarak ölçülüyor. Bu açıdan ülkemizin eko- nomik politikalarına baktığımızda dünya ölçeğinde sıralamaya bile gi- remediğini görmekteyiz. Ülkemiz po- litikacıları her ne kadar dünyanın 16. ekonomisine sahibiz değerlendiril- mesi yapıyor olsa bile bu değerlen- dirmenin ağırlıkla tüketime bağlı ve ithalata dayalı ihracat verilerinden kaynaklandığını düşünüyorum. Ülkemizin ekonomi politikası; kal- kınma ve gelişmenin temeli olan teknolojik yatırımları esas alma- yıp inşaat sektörüne yönelmiştir. Dünyadaki örneklerinden de görüle- ceği gibi inşaat sektörü geçici istih- dam ve kısa süren ekonomik canlılık sağlamanın dışında orta ve uzun va- dede ülke ekonomilerine kalıcı etki yaratmamaktadır ve bu politikada ıs- rar etmenin sosyolojik sorunlara ne- den olduğu görülmüştür. İnşaat sektörünün temel ekonomik politika olarak değerlendirmesi, bu- nun yanında çevre ve ekoloji prob- lemlerinin dikkate alınmaması, çılgın projeler diye adlandırılan bilimsel de- ğerlendirmeden uzak projelerde ısrar edilmesi ülkemiz ekonomisi ve gele- ceği adına olumsuz bir durumdur. 2018 yılının ikinci yarısında gecikmiş olarak ortaya çıkan ekonomik krizi bilimsel gerçekliği olmayan hamasi söylemlerle değerlendirmemek gere- kir. Kriz veya buhran diye değerlendi- receğimiz bu durumun yapısal bir du- rum olduğunu, derinleşebileceğini, krizin süresinin iç ve dış politikalarla değişeceğini bilip sektör olarak ya- şamımızı idame ettirebilmek için bir dizi önlemler almamız gerekmekte- dir. Durum değerlendirmesi yaparken dış borcu toplamda 450 milyar do- lara, yani yaklaşık GSMH’nın %58’ine ulaşması ve her yıl yaklaşık GSMH’nın %25’i kadar borç yenilemesi yapması gerektiğini dikkate almalıyız. Yaşadığımız krizi ve nedenlerini tes- pit edip önlemlerimizi belirlerken dış dünyadaki ekonomik gelişmeleri ve bizim ekonomimize olumlu olumsuz yapabileceği etkilerini de izlememiz gerekiyor. SEKTÖREL DURUM: Ağırlıkla inşaat, turizm, endüstriyel ya- tırımlarla büyüme ve idame sağlayan sektörümüz, içinde bulunduğumuz Ülke Ekonomisi, Kriz ve Sektöre Yansımaları Ü Üzeyir Uludağ Makine Mühendisi Artes Havuzculuk 32 E-DERGİ • SAYI 3 gündem
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy OTEzMQ==